17 Ağustos 2006
TMMOB Mimarlar Odası 40. Dönem Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı 11-13 Ağustos 2006 tarihlerinde genel merkez ve ülke genelindeki şube yöneticilerinin katılımı ile Van Şubesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. Van Merkezi, Akdamar Adası, Eski Van Kenti ve Gürpınar ilçesine yapılan teknik gezi ile Akdamar Kilisesi, Gevaş Selçuklu Mezarlığı, Örnek Geleneksel Van Evi, Hüsrev Paşa Külliyesi, Van Kalesi, Eski Van Kenti, Çavuştepe ve Hoşap Kalesi gezildi. 12 Ağustos günü yapılan Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı’nda teknik gezi kapsamında yapılan değerlendirmelerin ardından, Van Kenti ve Havzası ile ilgili olarak aşağıdaki basın açıklamasının yapılması kararlaştırıldı:

VAN (TUŞPA), DOĞAL VE KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİNİ,
GÖLÜNÜ (DENİZİNİ) , KEDİSİNİ, KALESİNİ, TARİHSEL YERLEŞMELERİNİ GELECEK KUŞAKLARA AKTARARAK
BARIŞIN VE UMUDUN KENTİ OLABİLİR!
Ülkemizin en doğusunda, M.Ö.900 yılından (Urartu) günümüze kadar bölge coğrafyasının biçimlendirdiği özgün mimarisiyle yüzyıllardır varlığını sürdürmeye çalışan Van bölgesi ve yerleşmeleri, bir yandan tarihsel olarak değişik çatışmaların yarattığı gerilimler, tahribat ve çetin doğa koşullarıyla mücadele ederken, diğer taraftan mimariye de yansıyan kültürel zenginliğin ve uyumun da kaynağı olmuştur. Ancak, bölgenin alın yazısı haline gelen “göç” olgusu, günümüzde de sürmekte, yarattığı kentsel ve çevresel sorunların yanı sıra var olan kültürel değerlerin de yok olma sürecini hızlandırmaktadır.
Son yıllarda bölgede sosyal nedenlerle yaşanan göç, 1990 yılında 153.000 olan Van merkez nüfusunu bugün 400.000’lere çıkarmıştır. Hızlı nüfus artışı, plansız kentsel gelişmeye ve kaçak yapılaşmanın ciddi artışına yol açmıştır. Bugün, yeşil alan, dere yatakları benzeri imara kapalı alanlarda, yaklaşık 30.000 ruhsatsız ve imara aykırı yapıda, işsiz, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalan göçmenler Van nüfusunun yarısını oluşturmaktadır. 2000 yılından sonra İran ve Irak’tan gelen göçle birlikte sorunlar giderek artmakta, bu gelişmelerden etkilenen önemli bir nüfusun da Van’ı terk ederek büyük kentlere göç etmesine neden olmaktadır.
Nüfus yapısının değişimi ve istihdam yaratıcı ekonomik faaliyetlerin oluşturulmasında yaşanan güçlüklerin yanı sıra yeni kent gelişme alanlarının planlanmaması; mevcut kent merkezi üzerindeki rantı yükselterek imar tadilatlarıyla yapı yoğunluğunun artmasına ve teknik-sosyal donatı alanlarının yetersizleşmesine neden olmaktadır. Altyapı ve hizmetlerin karşılanamaması sonucu birçok sorunla baş başa kalan, sağlıksız ve yöresel kültürel koşullara uygun olmayan konutlarla çevreli Van merkezinde, bu sürecin bir sonucu olarak kullanılabilir yeşil alan (park) neredeyse hiç bulunmamaktadır.
1990’larda başlayan kaçak yapılaşma ve barınma sorununa yönelik olarak Mimarlar Odası, 1996 yılında Valilik desteğiyle yürüttüğü 258 birimlik geçici konut, okul ve sosyal tesis (kilim atölyesi) projesiyle öncü bir çalışma yapmış, ancak bu çalışmaların geliştirilmesi için kurumsal koordinasyonda süreklilik sağlanamamıştır. Son yıllarda Van’ın konut sorununu çözmek amacıyla Toplu Konut İdaresi tarafından inşaatı yapılan yeni yerleşme projesi, Van merkezi ile bütünleşme sağlamayan bir yerde yapılması, yerleşme ve konutların bölgesel karaktere uygun olmaması, göl manzarasını yoğunlaştıran ve silueti bozan niteliği ile bölgede hayat bulmayacak hatalı bir yatırım olarak görülmektedir.
Bu gelişmelerle bağlantılı olarak plansızlığın yarattığı kirletici etkinin yanında mevcut sanayi yer seçimi ve arıtma yetersizlikleri nedeniyle, ülkemizin en özgün doğal havzalarından olan Van Gölü’nde de kirlilik hızla artmaktadır. Ayrıca bu süreçte, günümüz Van merkezinin tarihsel dokusu, Koruma Amaçlı İmar Planının da hazırlanamaması nedeniyle hızla yok olup gitmektedir. Bu durum, özgün yerel mimari kaynaklardan uzaklaşılmasına, kimliksiz-niteliksiz bir mimarinin oluşmasına neden olmaktadır.
Van Kalesi’nin güneyinde yer alan Eski Van Kenti (Tuşpa), taşıdığı değişik uygarlıkların kültürel ve mimari zenginliklerini barındıran, kültürlerin ve dinlerin bir arada yaşadığı, 1914 yılına kadar canlılığını koruyan eşine ender rastlanan barış sembolü tarihî bir kent iken; 1918 yılından sonra eski hareketliliğini kaybetmiş, günümüzde ölü bir kent haline gelmiştir. Geçmişe duyarsızlık, kaçak kazılar, doğal tahribat, kazı-restorasyon çalışmalarındaki eksiklikler ve ilgili kurumlar arası koordinasyon eksikliği, bu derece önemli özellikleri taşıyan kentin ve kalenin geleceğe aktarılmasında zorluklar yaşanmasına neden olmakta, Eski Van, her gün biraz daha zemine yaklaşarak kaybolmaktadır.
Ancak son yıllarda, merkezî yönetim, yerel yönetim ve ilgili meslek kuruluşları koordinasyonu ile başlatılan özellikle koruma amaçlı çalışmalar, örnek projelerin gelişmesine kaynaklık ederek, bölge ve kent ekonomisinin de canlanmasına yol açabilecek sevindirici gelişmeler olarak görülmektedir. 2005 yılında Van Valiliği başkanlığında diğer kurumlar ve TMMOB Mimarlar Odası Van Şubesi tarafından başlatılan “Tuşpa Sanat Kenti Projesi” kapsamında 2006 yılında çevre drenaj çalışmasının Valilik, bölgedeki Osmanlı klasik dönem mimarisinin tek örneği olan ve Mimar Sinan imzasını taşıyan Hüsrev Paşa Külliyesi restorasyon çalışmasının da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılması, bu kapsamdaki en önemli girişimdir.
Bir diğer önemli proje de, canlı figürlerle dolu motifleriyle bir mücevher gibi duran, bölgedeki taş işçiliğinin en özgün örneklerinden biri olan “Akdamar Kilisesi” restorasyonunun, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2005 yılında başlatılmasıdır. Örnek bir restorasyon uygulamasıyla dikkat çeken bu çalışma kapsamında yapılan kazılarda, Kilise ana yapısının yanında güneyinde yer alan bölümlerin de ortaya çıkarılmasıyla proje, önemli bir aşamaya gelmiştir.
Bölge gezisi kapsamında yapılan değerlendirmeler ve saptamalar çerçevesinde, Van ve çevresindeki ihtiyaçlar da göz önüne alınarak aşağıdaki sonuçlara varılmıştır:
1. “Tuşpa Sanat Kenti Projesi”nin Van’a yeniden hayat verecek temel bir proje olarak geliştirilmesi, bu kapsamda Eski Van belgeleme çalışmalarının hızlandırılması, Hüsrev Paşa Külliyesi’nde başlatılan restorasyon çalışmalarının sürdürülmesi, Kale, yerleşme, külliye ve çevresindeki servis alanlarının turistik ve kültürel işlevlendirmeyi de içerecek biçimde bütünlüklü bir koruma projesine dönüşmesi gerekmektedir.
2. “Akdamar Kilisesi Restorasyonu” kapsamında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan bölümlerin korunmasına yönelik önlemlerin zaman geçirilmeden alınması, konservasyon, restorasyon, restitüsyon projesi ve uygulama çalışmalarının acilen yapılması, bu sürecin de ada özelliği dikkate alınarak geliştirilecek bir diğer önemli koruma projesine dönüşmesi hedeflenmelidir. Aynı kapsamda Van Gölü’nde bulunan diğer iki ada kilisesinin de restorasyonuna başlanarak bu sürecin sürdürülmesi, Van kültür potansiyelinin zenginliğini ortaya koyacaktır.
3. Teknik gezi kapsamında gezilen yerlerden Gürpınar İlçesi Güzelsu Beldesinde yer alan “Hoşap Kalesi”nde kısmi yıkılma ve çatlamalar bulunması nedeniyle acil onarıma gerek duyulmakta, bu amaçla iç kale, kale ve dış surlar makro ölçekte ele alınarak uygulama projelerinin hazırlanıp restorasyon çalışmalarının yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
4. Van ve çevresinin tarih öncesi çağlardan başlayarak çok katmanlı çok kültürlü tarihsel yapısının gerektirdiği birçok mimari değerin ortaya çıkarılması ve yaşatılması konusunda başlatılan çabaların, Van Gölü kenarında ruh bulmuş bütün kültürlere eş saygınlıkta geliştirilmesi yönündeki özenin sürdürülmesi, bugünlerde çokça ihtiyacımız olan barışın ve umudun güçlenmesine uluslararası boyutları da olan katkılar sağlayacaktır.
5. Ancak, bu olumlu gelişmelerin, bütün tarihsel ve güncel potansiyelleri birleştirecek bir biçimde; Eski Van, Van Merkezi, TOKİ Yerleşmesi ve Van Gölü çevresindeki diğer yerleşmelerin, gölü, tarihi, doğayı ve insanı koruma ve yaşatma amacına yönelik hazırlanacak Van Gölü Havzası Çevre Düzenleme Planı ile bütünleştirilerek geleceğe taşınabileceği unutulmamalıdır.
6. Bu çerçevede Mimarlar Odası, merkezî yönetim, yerel yönetim, üniversite ve sivil toplum örgütleri işbirliğiyle yakın gelecekte Van ve yakın çevresinin geleceğini değerlendiren bir “Panel-Forum” organizasyonu yapılarak, bu olumlu sürecin geliştirilmesini ve bu işbirliğinin kurumsal bir süreklilik sağlamasını zorunlu bulmaktadır.
Mimarlar Odası olarak, yukarıda sıralanan birçok zorluğa karşın, Van’ın, renkleri kendinde birleştirmiş kedisi kadar özgün bir bakışla, bölgenin en önemli kültür ve turizm kenti olma potansiyelini koruyarak gelişecek bir tarihsel birikime sahip olduğunu düşünüyoruz.
Van (Tuşpa), doğal ve kültürel zenginliğini, gölünü (denizini), kedisini, kalesini, tarihsel yerleşmelerini gelecek kuşaklara aktararak barışın ve umudun kenti olabilir!
Bu icerik 1146 defa görüntülenmiştir.
|