|
426
TEMMUZ-AĞUSTOS 2022
|
 |
-
Bülent Batuman, Doç. Dr., Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı
-
Ela Kaçel, Doç. Dr., Mimar
-
Funda Solmaz Şakar, Dr. Öğretim Üyesi, Gebze Teknik Üniversitesi
-
Burkay Pasin, Doç. Dr., Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü
-
Ayşen Ciravoğlu , Prof. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
Deniz İncedayı, Prof. Dr., MSGSÜ Mimarlık Bölümü
-
Savaş Zafer Şahin, Prof. Dr., Şehir ve Bölge Plancısı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
-
Mustafa Sönmez, İktisatçı, Yazar
-
Feray Koca, Doç. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Seval Cömertler, Dr., Şehir Plancısı
-
Hilal Iavarone , Doktora Öğrencisi, İTÜ Mimari Tasarım Programı
Pelin Dursun Çebi , Doç. Dr, İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Aleyna Aydın, Şehir Plancısı
Sibel Ecemiş Kılıç, Prof. Dr., DEÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
Mercan Efe Güney, Doç. Dr., DEÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Sena Işıklar Bengi, Arş. Gör., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Gizem Özkan Üstün, Arş. Gör., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Emre Demirtaş, Arş. Gör. Dr., Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Mehtap Özbayraktar, Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Başak Tükenmez, Arş. Gör., Doktora Öğrencisi, ODTÜ Mimarlık Bölümü
KÜNYE
|
|
 |
YAYINLAR
İSTANBUL 1600 YILLIK BİR MÜZEDİR
Doğan Kuban, Aralık 2020, YEM Yayın, İstanbul, Türkçe, 372 sayfa.
1953’ten bu yana İstanbul kentinin tarihçisi ve yazarı olan bir İstanbullu’nun gözüyle, İstanbul’u, betimlemeden çok eleştirel gözlemlere ağırlık veren bir üslupla irdeleyen Doğan Kuban’ın İstanbul 1600 Yıllık Bir Müzedir başlıklı kitabı YEM Yayın’dan çıktı. Kitabın tanıtım metni şu şekilde: “Topografyanın ve tarihin mirası olmasa, İstanbul’da güzeli bulmanın artık çok zor olduğunu itiraf etmeliyim. Ancak İstanbul’un hâlâ yok edemediğimiz doğal mekânları var. Deniz ve tepelerle oluşan, kıyılarla insanın gözünü uzaklara sürükleyen mekânlar. Üsküdar’la Beşiktaş ve Eminönü arasında gidip gelirken, Bebek’ten Kandilli’ye geçerken, Kadıköy’den Köprü’ye gelirken, Sarayburnu’ndan Boğaz’a bakarken, köprülerden geçerken, kıyı yollarında dolaşırken, Boğaz’dan Karadeniz’e açılır ya da Karadeniz’den Boğaz’a girerken, Marmara’dan ya da Salacak’tan İstanbul’a bakarken, hangi kültür tabakasından gelirseniz gelin bakmaya doyamayacağınız güzellikler var. Hele bunları baharın dumanla kirlenmemiş bir sabahında, güneş sizi ısıtmaya başladığı zaman, İstanbul’un bir kıyısında, bir kahvesinde, hafif sisler içinde, Sisley’den bir tablo gibi algıladığınız zaman insanların yaptığı bütün kötülükleri unutabilirsiniz. Hafif bir kader ezikliğiyle belki affedebilirsiniz bile. Düşünceyi katmadığınız saf algı anlarında İstanbul’dan daha güzel bir kent olmadığını, dünyayı burada yaşadığınız için şanslı olduğunuzu bile düşünmeye başlayabilirsiniz...”
Bu icerik 2909 defa görüntülenmiştir.
|
 |
|
|