YEDİ EVLER KONUT YERLEŞMESİ  

KÜNYE

MİMAR

ATİLLA YÜCEL

YAPIMCI

SAYIN İNŞ.LTD.ŞTİ.

PROJE GRUBU

SELDA BALTACI, CEM YÜCEL

PEYZAJ

Danışman: DENİZ ASLAN

STATİK

PARLAR MÜH.LTD.ŞTİ.

TESİSAT

MAS LTD.ŞTİ.

ELEKTRİK

ŞANAL MÜH.

PROJE TARİHİ

1997-1998

YAPIM TARİHİ

1998-2001

Arsanın gerisinde -güneyde yamaç- dağlar... Daha güneyde Samanlı Dağlar'a doğru yoğunlaşan ormanlık alan. Karşıda gölün kuzey kıyısı, yumuşak tepe kıvrımları... Doğuya doğru Adapazarı'nın, Sapanca'nın uç yerleşmeleri başlıyor. Ve aşağıda göl; ilgi odağı -yatay- aydınlık. Yamaçtan bakıldığında perspektif kuzeybatıya doğru açılıyor, ortadan otoyol geçmekte... Ve demiryolu, birbirine ve göle paralel, batıya uzanıyorlar... İstanbul'a doğru. İstanbullular batıdan, otoyoldan Sapanca göl kıyısındaki ya da yamaçlarındaki evlerine geliyorlar... Villalarına, “sitelerine”. Bir, bir buçuk saatlik bir yoldan, metropolden nereye ve niçin gelinir? Ne bulunur gelinen yerde? Kimler gelir? Ne zaman? Ne kadar zaman için?

*

Kuzeye, göle doğru alçalarak uzanan sınırlı bir arsada (8.000 m2 / ileride belki 12.000 m2) göl, varılacak yeri ve aynı zamanda yerleşmeyi belirlemiştir: Peyzajı, giderek mekân mantığını… Göle doğru uzayan çizgiler, geçirgenlikler, perspektifler, kitleler… Burada yaşayacak olanların farklı kimlikleri, farklı ev büyüklüklerini, formları ve programları tanımlamıştır. Projede üretilen mekân ve biçim dilinin anahtarını oluşturan tipoloji, kullanım amacına değgin bu temel sorudan doğmuştur. Projede tipolojik mantık, birleşme-eklemlenme-yönelme kurallarını kullanarak mimari dili oluşturmuştur. Yerleşmenin “uzama iradesi” ve ışıkla ilişki bu mantıkla birleşmiş, mimari, bu ilke ve mantığın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bunları, maddenin doğası tamamlamıştır: Tektonik ögeler ve onların mantığı… Marmara Depremi öncesinde, 1998'de başlayan projelendirmede, depremsellik tasarımın önemli bileşeni olarak kabul edilmiştir: Her mekân birimini saran betonarme L perde kolonlar ve aşağıdan yukarıya doğru “hafifleyen” kütleler bu kaygının ifadesidir. İnşai mantığın aynı zamanda, bir tür 'endüstriyel kırsallık' ifadesine de aracı olması istenmiştir.