|
|
YAPI DALI ÖDÜLÜ
BEYLİKDÜZÜ FATMA ANA CEMEVİ VE KÜLTÜR MERKEZİ, Beylikdüzü-İSTANBUL
Mehmet Metin Polat, Bilge Altuğ
“Beylikdüzü yaşam vadisi ve konut yerleşim alanı arasında görünür bir geçiş mekânı olabilmesi ile, Alevi kültürünün saklı kalmışlığına, Alevi inancının ‘bir araya getirici’ değerlerinin gözetilerek, sosyal, mekânsal ve yapısal bağlamda, yeni bir yorum getirmesi; ibadet yapılarındaki alışılagelmiş sembolik temsil(ler)den uzak durarak mimari programın kendisi ile öne çıkması; malzeme seçimi ve kullanımındaki yalın, incelikli ve ustalıklı tavrı; çevreden başlayarak ibadet ve sosyal mekanlara değin sahip olduğu nitelikli, zengin ve özgün mekânsal atmosferi nedeniyle…”
Künye Bilgileri
Proje Grubu: Bilge Altuğ, Mehmet Metin Polat, Bengi Altuğ, Gökhan Turan, Ata Kurt, Gizem Özer, Ecem Özden
Ofis: 9016 Mimarlık
İşveren: Beylikdüzü Belediyesi
Peyzaj: Merve İmer, Doğan Onur Araz
Statik: OTS Proje Müşavirlik
Mekanik: Çilingiroğlu Mühendislik ve Müşavirlik
Elektrik: Enkom Mühendislik Müşavirlik
Aydınlatma Danışmanı: On Off Aydınlatma Tasarımı
Akustik Danışmanı: Proplan Proje
Yönlendirme Tasarımı: Emre Parlak
Fotoğraf: Yerçekim Mimari Fotoğraf
Mimari Mesleki Kontrollük: Mehmet Metin Polat, Bilge Altuğ
Proje Yılı: 2016-2017
Yapım Yılı: 2019-2020
Arsa Alanı: 7800 m²
Toplam İnşaat Alanı: 2850 m²
Bir cemevi yapısının yarışmaya açılması ve kazanan projenin ilk öneriye çok yakın bir gerçeklikte tamamlanabilmesi, günümüz mimarlık tartışmaları adına önemli bir sonuç. Nitekim, projenin Türkiye’de “yarışma ile yapılmış” ilk cemevi yapısı olduğu vurgulanıyor. Alevi inancının “bir araya getirici” değerleri göz önüne alınarak hazırlanan proje, Beylikdüzü Yaşam Vadisi ile ilişkili olacak şekilde, 7800 metrekarelik bir alanda kurgulanmış. Konut alanı ve Yaşam Vadisi arasındaki bir geçiş mekânı olarak, hem Alevi kültürünün saklı kalmışlığına bir yorum getiriyor, hem de ona sakin bir görünürlük sunuyor. Projede dinin sembolik bir temsilden uzak olan mütevazı yanı başarı ile vurgulanırken, programın kendisi sosyal kılınıyor. Kültür merkezi ve park, projenin “sosyal” bağını oluşturma amacı ile zemin katta, cemevi ise daha mahrem kılınarak üst katta konumlandırılıyor. Mekân deneyimindeki süreklilik bozulmadan, mekânlardaki fonksiyonel ayrım malzeme farklılaşması ile betimleniyor. İç-dış ilişkisini sağlayacak görsellikte doğal taş dokusunun tercih edildiği yapıda, ibadet mekânları ahşap malzeme ile vurgulanıyor. Yarışmaya sunulmuş projede ibadet yapılarının tamamının ahşap strüktür ile inşa edilmesi önerisinin, ekonomik koşullar nedeniyle betonarme/ahşap birlikteliği ile sağlandığı dile getiriliyor. Yarışmaya sunulan ilk öneriden farklı olarak, jürinin de önerisi ile meydanın ve hizmet alanlarının kademelendirildiği gözlemleniyor. Böylece, gerek üst ölçek kararında belirtilen yapı-çevre etkileşiminin gerekse de mekân deneyimindeki düşey akıcılığın güçlendiği görülüyor.
|