YAPI DALI ÖDÜLÜ
GARANTİ BBVA BANKASI TEKNOLOJİ KAMPÜSÜ, Pendik-İstanbul
Ali Hızıroğlu, Ertun Hızıroğlu



“Metropolitan alanda yer alan yapının peyzajıyla kurduğu ilişkiyi tanımlayarak, ana şeffaf kütlesinin köprü formunda zeminden koparılmasıyla açık alan elde edilmesini ve çeşitli işlevleri barındıran yapay topoğrafik kütlelerin doğal topoğrafya ile güçlü ve uyumlu bir ilişki kurmasını sağlayan özenli kütle tasarımı; dikkat çekici kütle biçimlenmesini iç mekân-güneş ışığı ilişkisinin güçlü kılınmasını sağlayacak şekilde destekleyen plan kurgusu; yapı kabuğunun iklimsel dönüştürücü bir rol üstlenmesinin yanı sıra, ofis cephesinin yalın ve okunabilir dili; yüksek yapı teknolojisi sistemlerinin mekân üretiminde kullanımı ile yapının doğal çevresi ile ilişkisinin ortaya çıkardığı ikilemi mimari bir dille sentezleyen tasarım anlayışı nedeniyle…”

Proje Grubu Faik Barutçu, Fahrettin Çiloğlu, Çiğdem Duman, Serap Aydınel, Gökçen Demirkır, Melis Uysal, Sevgi Paçcı, Çağla Özgen, Elif Taşal, Ekim Orhan İsmi, Süreyya Numanoğlu, Gülizar Bozdoğan, Zuhal Özen, Şafak Kızılırmak

Akustik Danışmanı      Talayman Akustik
Cephe, Mekanik, Elektrik ve Strüktür  Werner Sobek
Cephe Danışmanı Tim Macfarlane
Leed Sertifikasyonu Danışmanı Werner Sobek, Mimta
Aydınlatma Tasarımı   Planlux, Speirs and Major
Peyzaj Danışmanı DDS Dalokay Mimarlık
İşveren Garanti BBVA Bankası
Statik   Mpi / Melih Bulgur
Elektrik Proma / Erdoğan Duman
Peyzaj Tasarım ERA Mimarlık
İç Mekân Tasarımı       Midek Mingü
Fotoğraflar       Cemal Emden
Web sitesi www.era-arch.com

İstanbul, Pendik’te, D-100 ile TEM otoyollarının arasında, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yakınında yer alan proje, eski bir endüstriyel kimya fabrikası arazisini teknoloji şirketi kampüsüne dönüştürüyor.
Çevresindeki sürekli değişim halindeki doğal topografyadan ve etrafındaki düzensiz kentsel dokuya belirgin bir karşıtlık oluşturma yaklaşımından esinlenerek; ana çalışma mekanı olarak tasarlananan keskin hatlara sahip olan kristal hacim, zeminde yer alan 600 ve 200 kişilik iki konferans salonu, eğitim toplantı salonları, kafeteryalar, data merkezi ve spor merkezi gibi birçok fonksiyonu barındıran yeşil tepelerin üzerine yerleşiyor. Bu yatay yüzen hacim, 30m’den fazla açıklıklarda asma köprüler ve cam cephe (glazed screen walls) ile arsanın iki parselini birbirine bağlamaktadır ve yaklaşık 38.000m2’lik bir peyzaj alanına yer açmaktadır.

Çalışma alanlarının temel tasarım kriteri olarak esneklik ve gün ışığının en verimli biçimde kullanılabilmesi esas alınmış olup, ofis alanlarına erişim zeminden 11 metre yukarıda yükselen açık avlular etrafında düzenlenmiştir.

Köprüler ise kullanıcılarına çalışma saatlerinde dinlenip sosyalleşebilme imkanı tanıyan destekleyici birimler olarak yer almaktadır. Şeffaflık, çalışma mekânlarını bir yandan şehir ile bütünleştirirken, kullanıcıların da çevreleriyle etkileşim kurmalarına ve yıl boyunca farklı deneyimler yaşamalarına olanak temin etmektedir. Zeminden yükseltilmiş yatay kristal, üzerinde gökyüzünü, peyzajı ve şehri yansıtan dıştan keskin ve belirgin konsollu görünüme sahip olmakla birlikte, zemindeki iç ana aks akıcı ve eğrisel hatlara sahip yapay tepeler arasında bir dere gibi kıvrılarak büyük avlu ve boşlukların kullanıcıya kılavuzluk etmesine ve deneyim zenginliğine olanak sağlamaktadır.

Yapı, sürdürülebilirlik ilkelerini, gün ışığına entegre aydınlatma, ısıtma ve soğutma sistemleri ile dinamik güneş kırıcılı tek ve çift cidarlı cephe sistemlerinden, iç mekanlara yüzde yüz temiz hava sağlayan özel ısıtma ve soğutma sistemlerine kadar daha birçok farklı teknik altyapıyı barındırmaktadır ve Leed Gold sertifikası almaya hak kazanmıştır.