15 Mayıs 2003
TMMOB Mimarlar Odası Merkez Danışma Kurulu 9, 10, 11 Mayıs 2003 günleri Bursa'da toplanmıştır. Mimarlık ve mimarlıkla ilgili ülke sorunlarının, imar uygulamalarıyla ilgili yasal düzenlemelerin ele alındığı toplantıda aşağıdaki bildirilerin oybirliği ile kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.
TMMOB Mimarlar Odası Merkez Danışma Kurulu Bildirileri
2
İMAR AFFI VE ORMANLARIN SATIŞI AFFEDİLEMEZ BİR SUÇTUR
AKP iktidarının imar affı niyeti ve anayasayı değiştirerek "orman vasfını yitirmiş" alanları satışa sunma istemi, geçmiş tüm siyasi iktidarlarca yarım asırdır sürdürülen tutumun devam ettiğini gösteriyor.
Tarihi ve kültürel birikimi dikkate almayan yapılaşmanın kimliksizleştirdiği, toprakları plansızlık ve yağma girdabına yakalanmış kentlerden, trafik çıkmazından, hava, su, toprak kirliliğinden, yaşam kalitesizliğinden herkes şikayetçi. Ancak, söz imar affına geldiğinde, doğrudan ilgili ve sorumlu taraflar arasında hemen bir mutabakat oluşuyor.
Son elli yıldır uygulanan ekonomi politikaları ve kentleşme süreci incelendiğinde, imar aflarının aslında, bu süreçten haksız şekilde yararlanan kesimlerin birlikte sorumlu oldukları usulsüzlüklerin, haksızlıkların ve yasa dışılıkların meşrulaştırılması olduğu görülmez mi?.
1950-1980 arası izlenen ekonomi politikaları gereği ucuz işgücü için kırdan kente göç teşvik edilmiş, ancak göç edenler için ne planlı yerleşme ne de kentsel alt yapı hizmeti yapılmıştır. Göç edenler kamu arazilerine kendi evlerini kendileri yapagelmişlerdir. Ucuz işgücünden yararlanarak sermaye biriktirenler de mevcut kentin altyapısından yararlanmışlar, kentin yoğunluğunu ve sorunlarını arttırmışlardır. Gümrük duvarları ile korunan iç pazara, montaj sanayiine dayalı sermaye birikiminden, kentleşmenin teknik, sosyal ve kültürel alt yapısına pay ayrılmamış, kentleşmenin maliyeti gözardı edilmiş, ertelenmiştir.
Bu süreçten yararlanan;
* Kamu arazilerine, kent topraklarına önce barınma amacıyla, ama daha sonra örgütlü olarak ve rant için el koyanlar,
* Ucuz işgücünden, mevcut kentsel altyapıdan, vergi muafiyetlerinden yararlanarak sermaye biriktirenler,
* Karmaşık imar mevzuatının yetersizlik ve boşluklarından rant sağlayan siyasi ve bürokratik işleyişler ve organizasyonlardır.
Bu üç kesim kamunun ve tüm toplumun malı olan kamu arazilerini, kentin altyapısını, kentlerimizin geleceğini, zımni bir mutabakat ve çıkar birliği içinde sömürmüşlerdir. İmar affı ve "orman vasfı yitirtilmiş" orman alanlarının satışı, işte bu üç kesimin çıkar birliği içinde işledikleri suçların affedilmesi ve yeni suç alanlarının açılmasını teşvik etmektir.
1980'lerden sonra, süreç hızlanarak ve sıçrayarak devam etmiştir.
Bir yanda kente karşı suç anıtları, gayrimeşru gökdelenler yükselirken, bir yanda kaçak kentsel alanlar bütün hızıyla büyümüştür. Ancak sürdürülmesi artık mümkün olmayan, ucuz işgücüne ve ithal ikamesine dayalı politikalar yerine, taşınmazların el değiştirmesine, yabancılara ve uluslararası sermayeye satılmasına dayalı, sermaye biriktirme politikaları uygulanmaya çalışılmaktadır.
Bedelsiz ve karşılıklı "suç örtbas etme" güdüsünün egemen olduğu bu siyasi kültür ortamında, imar affı ve orman alanlarının satışı beklenen sonucu vermeyeceği gibi, sınıra dayanmış olan kentsel yaşam sağlıksızlığının ve deprem tehdidinin karşısında, imar affının ve orman alanlarının satışının en olumsuz sonucu, tapu verildiği anda, bu bölgeler de planlama yapma ve sağlıklılaştırma olanağının büsbütün ortadan kalkmasıdır. Bu yanlış yapılırsa, kente karşı işlenmiş affedilemez bir suç işlenmiş olacaktır.
İmar afları ve orman alanlarının satışı, suçluların çıkar birliği içinde birbirlerini affetmeleridir.
TMMOB MİMARLAR ODASI
16 Mayıs 2003, Ankara
Bu icerik 1483 defa görüntülenmiştir.
|