MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Basın Açıklamaları
     

    9 NİSAN 2004 MİMAR SİNAN’I ANMA GÜNÜ

    9 Nisan 2004

    9 NİSAN 2004 MİMAR SİNAN’I ANMA GÜNÜ
    MİMAR SİNAN VE KÜLTÜREL BÜTÜNLÜK

    Mimar Sinan’ı ölümünün 416. yıl dönümünde anarken O’nu ve eserlerinin anlamını, ortaya koyduğu mimari değerler sistemini, yeniden ve değişik boyutları ile keşfetmek ve değerlendirmek durumundayız.

    Bu değerler sisteminin, ortaya çıktığı, içinde geliştiği, toplumsal – kültürel değerler sistemi ile ilişkisini, bütünlüğünü açığa çıkarmak, Sinan’a saygının gereğidir. Mimar Sinan varsa, yalnızca işvereni Kanuni Sultan Süleyman var diye değil, aynı zamanda devrinin en büyük şairleri Baki, Fuzuli ve Hayali olduğu için, hat ustası Karahisari, İznik çini ustaları olduğu için vardır.

    Süleymaniye’nin kubbeleri, Baki’nin

    “Agazi bu aleme Davut gibi sal
    Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş”

    dizeleri ile daha bir anlam ve derinlik kazanır. O sesi, o sadayı bugün yeterince duyduğumuz söylenemez.

    Hayali’nin dediği gibi

    “Cihan ara cihan içindedir arayı bilmezler
    O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler”

    Mimar Sinan varsa, ardındaki yapı üretim sürecinin ve yapı emeğinin örgütlenmesi ile vardır. Sinan varsa, döneminin kentsel yaşamı, toplumsal yaşam değerleri, sosyal dayanışma kültürü ile vardır.

    Sinan eserlerinde kültürel yaşamı, insanı ve insan yaşamını temel alan ölçütleri yaratıcı bir zihinsel çaba ve eylemle bütünleştirmiş, ancak bu bütünlüğü yazılı bir teori ile ifade etmemiştir. Sinan’ın eylemi teorisidir. O’nun eserlerinin teorik alt yapısını keşfetme, bu güne ve geleceğe ışık tutacak bir bütünlük içinde ifade etme sorumluluğu bizlere düşmektedir.

    Oysa bizler bugün, Mimar Sinan’ı, Sinan’ı yaratan ortama taban tabana zıt koşullar altında anmanın üzüntüsü içindeyiz. Mimarlığın uluslararası sözleşmelerle ticarileştirilip uluslararası pazara sürüldüğü, mimarların mesleki denetim haklarının reddedildiği, nitelikli yapı elde etmek için gerekli yasal düzenlemelerin bir türlü oluşturulamadığı, kent topraklarının ve doğal sit alanlarının yağmaya ve denetimsiz yapılaşmaya açıldığı, yapı üretim sürecinden mimarlığın dışlandığı bir süreç yaşıyoruz.

    Ülkemiz, yeni Sinanlar yetiştirmeye uygun birikime sahiptir. Yeter ki günümüzün koşulları, aynı Sinan’ın döneminde olduğu gibi kültüre, sanata, bilime, emeğe değer versin.

    Yücel GÜRSEL
    TMMOB Mimarlar Odası
    Genel Başkanı

    Bu icerik 1266 defa görüntülenmiştir.