Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, yeni seçilen şube yöneticilerinin de katılımıyla 14-15 Mart 2008 tarihlerinde Antalya’da toplanmıştır. Toplantıda Genel Kurula yönelik hazırlıklar görüşülmüş, ayrıca gündemdeki “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı” ve buna yönelik tepkiler de ele alınarak değerlendirilmiştir. Mimarlar Odası her zaman toplum yararını gözeten politikaları nedeniyle konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip etmektedir. Toplantıda yapılan değerlendirmelerin ışığında aşağıdaki bildiri kamuoyuna sunulmak üzere hazırlanmıştır.

Yeni bir dünya kuruluyor; dünya ekonomik ve siyasal alanda yeniden yapılandırılıyor. Bu süreçte devletin Anayasa’da tanımlanmış yapısı, temel görevleri, devlet-birey ilişkileri yeniden tanımlanmaya çalışılıyor.

Türkiye bu süreçlerin çoğuna, yeterince sorgulamadan, tartışmadan, toplumun tüm kesimleriyle yeterli mutabakat sağlanmadan girdi, girmeye de devam ediyor. Bu yeni yaklaşımlar çerçevesinde görülen en radikal girişimlerden birisi, bugünlerde ülke gündemine gelmiştir. Hükümet tarafından toplumla yeterince paylaşılmadan, ilgili kesimlerin görüş ve eğilimleri, istenen ve özlenen düzeyde alınmadan hazırlanan “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık SigortasıYasa Tasarısı”, devletin Anayasa’da yer alan temel niteliklerinden biri olan “sosyal” niteliğini önemli ölçüde yaralıyor.

Çalışanın, emekçinin ve yoksulun, insanca yaşamın gerektirdiği asgari koşulların dahi altında olan koşulları, bu yasa tasarısıyla hiç kimsenin hak etmediği, kabul edilemez düzeylere çekilmeye, insanca yaşama hakkı ellerinden alınmaya çalışılıyor.

Sosyal devletin erozyona uğramasının temel nedenlerinden biri, bazı hizmetlerinin karşılığını bireylerden almasıdır. Oysa özellikle sosyal güvenlik politikalarının ve buna bağlı yasal düzenlemelerin temelinde, devletin bu alanda vereceği hizmetlerin karşılığında bireylerden bir katkı bedeli beklememesi yatmalıdır. Anayasamızda yer alan “sosyal devlet” sözcüğü bu politikayı hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtmektedir.

Oysa bu yasayla, koşulların ne kadar iyileştireceğini tartışmak bir yana, neredeyse “var olma-yok olma” noktasına gelindiğini gösteriyor.

Mimarlar Odası, 50 yılı aşan geçmişinde, sürekli olarak emeğin yanında olmuş, toplumun yararını en üst düzeyde tutan politikalar izlemiştir. Odamızın kamuoyu tarafından bilinen bu yaklaşımı; Ülke gerçekleriyle bağdaşmayan, iyileştirme yerine olumsuzlaştırmayı ve giderek yok olmayı odağına yerleştiren ve paylaşılmadan dayatılan böylesine bir yasal düzenleme sürecini kabul etmeyeceğinin haklı gerekçelerini oluşturmaktadır.

Bugün karşımıza çıkan sosyal güvenlik alanındaki bu yeni düzenlemeler, dünya ve ülke kaynaklarının adil olarak tüm toplumun yararına ve kullanımına değil, belli bir azınlığın denetim ve kontrolüne bırakılması üzerine kurgulanan yeni global politikaların doğal bir sonucudur. Mimarlar Odası yeni düzenlemeyi bu yönüyle de kabul edilemez olarak görmektedir.

Mimarlar Odası, bu değerlendirmeler ışığında, sosyal güvenlik konusunda çaba sarfeden, emeğin ve emekçinin yanında olan, toplumun tüm kesimlerine çağdaş koşullarda yaşama olanağı sağlamayı amaç edinen örgütlerle birlikte hareket etmeyi bir görev olarak gördüğünü, yeni düzenlemenin bu içeriği ile yasalaşmaması için tüm örgütünün gerekli duyarlılığı göstereceğini kamuoyunun bilgisine sunar.

MİMARLAR ODASI