MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Basın Açıklamaları
     
    BASIN AÇIKLAMASI: Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ve İsviçre Mimarlık Örgütünden Mimarlar Odası’na Minarelerin Yasaklanmasına İlişkin Cevap

    29 Aralık 2009

    TMMOB Mimarlar Odası, İsviçre’de gerçekleşen ve minarelerin yasaklanmasının onaylanmasıyla sonuçlanan referandum sonrasında Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA), Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ve İsviçre Mimarlar Birliği’ne (CSA) birer mektup göndererek konuyla ilgili görüşlerini ve endişelerini açıklamıştır.

    9 Aralık 2009
    Sayın Louise Cox,
    UIA Başkanı

    Türkiye Mimarlar Odası, İsviçre’de gerçekleşen ve minarelerin yasaklanmasının onaylanmasıyla sonuçlanan referandum sonrasında konuyla ilgili görüşlerini ve endişelerini sizlerle paylaşma ihtiyacını duymuştur.

    İsviçre’de gerçekleştirilen son referandumla minarelerin yasaklanması çoğunluk isteği olarak saptanmıştır. Böyle bir konunun referanduma sunulup sunulamayacağı tartışmalıdır. Demokrasinin, düşünceyi ifade özgürlüğünün, bütün insanlığın ortak isteği olmasını dilediğimiz bir çağda, insanın inanç simgelerini çoğunluk isteğiyle yasaklamak demokrasiyle nasıl bağdaşabilir? Karşı davranışların, dışavurumların, çağdaş demokrasinin başat olduğu sanılan bir ülkeden gelmesi, bize insanlığın çok yol alamadığını kanıtlamaz mı?

    Özellikle çağlar boyu her türlü dinsel inanışın yan yana varolabildiği bir ülkenin, Anadolu’nun çocukları olarak bu soruları dile getirmenin hakkımız olduğuna inanıyoruz.

    Bugün İstanbul’da 20-25 değişik inanışın, mezhebin tapınağı yan yanadır, duvar komşusudurlar. Ezan sesleriyle çan sesleri saygı içinde birbirini izlemektedirler. Böyle bir ülkenin mimarları olarak bu türlü bir yasaklamayı, ayrımcılığı anlamadığımızı dile getirmek zorundayız.

    Yüzlerce yıllık uygulamadan sonra minare, cami mimarlığının ayrılmaz parçası olmuştur.

    Minare yasaklaması, çağdaş olması gereken bir ülkede gerçekleştiğinde, öteki ülkelere yandaş ya da karşıt örnek oluşturabilecek bir davranış olarak bizi endişelere düşürmektedir. Bu davranışın örnek alındığı bir dünyayı düşünmek bile istemiyoruz.

    Dünya mimarlarının meslek örgütü olarak UIA’nın endişelerimizi dikkate alacağını, herkesi bu konuda duyarlılığa davet edeceğini umuyoruz.

    Saygılarımızla.

    Türkiye Mimarlar Odası
    Merkez Yönetim Kurulu

     

    Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ve İsviçre Mimarlık Örgütünden Mimarlar Odası’na Minarelerin Yasaklanmasına İlişkin Cevap

    TMMOB Mimarlar Odası’nın 9 Aralık 2009 tarihinde, İsviçre’de minarelerin yasaklanmasıyla sonuçlanan referanduma ilişkin endişelerini aktardığı ve Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA), Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ve İsviçre Mimarlar Birliği’ne (CSA) ilettiği mektuba ACE ve CSA’dan cevap geldi.

    ACE 2008-09 Dönemi Başkanı Juhani Katainen, 11 Aralık 2009 tarihinde verdiği cevapta, konuyu önemsediklerini ve 2010-11 Dönemi Başkanı Selma Harrington’a ileterek, din özgürlüğü ve bu özgürlüğünün yapılardaki ifadesi konusunu ACE’nin yeni dönemde ele almasını istediğini belirtti.

    CSA’nın 23 Aralık 2009 tarihli mektubuna ise aşağıda yer veriyoruz.

     

    İsviçre Mimarlar Birliği:
    İsviçre Mimarlar Federasyonu (FAS)
    İsviçre Serbest Mimarlar Federasyonu (FSAI)
    İsviçre Mimarlar ve Mühendisler Birliği (SIA)

    Bern, 23 Aralık 2009

    Bülend Tuna
    Türkiye Mimarlar Odası

     

    Sayın Başkan,

    Mektubunuzda, din ve etnik köken gibi en temel konularda bile toplumun genelinde ve devletlerde görülmekte olan hoşgörü eksikliğine ilişkin aktarmış olduğunuz endişelerinizi biz de paylaşıyoruz. Pek çok kez, tarihin çeşitli zamanlarında ve dünyanın her tarafında olduğu gibi, korkuları yeniden gündeme getirmeyi ve körüklemeyi amaçlayan birtakım mekanizmalar, dile getirilmeyen birtakım ideolojileri kabul ettirmek amacıyla rahatlıkla kullanılmaktadır. Bununla birlikte, İsviçre’de demokrasinin tüm özgürlükleri içeren bir biçimde, hatta bu özgürlüklerin sınırlarının da ötesine geçerek işlediğinin ve adaletin bu sınırlar konusundaki açılımları sürdürmesi gerektiğine inanan bir kültüre sahip olduğumuzun altını çizmek isteriz. Dinler ve etnik gruplar hiçbir istisna olmaksızın İsviçre’de on yıllar boyunca birlikte uyum içinde yaşamaktadır ve dinlerin birlikteliği günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Oylama sonucunda İsviçreli Müslümanlardan gelen çok sayıdaki olumlu mesaj bunun bir göstergesidir.

    Bu tartışmada, kültürel yaşamın önemli bir aktörü olarak biz mimarları ilgilendiren konu, dini veya etnik herhangi bir ayrımcılığı hiçbir şekilde kabul edemeyeceğimizdir. Bazı politikacıların istekleri sonucunda çeşitli manipülasyonlar yapılsa bile, verilen imajın gerçeklerle bağdaşmadığını ve bu referandumun herhangi bir korku nedeniyle yapılmadığını belirtmek isterim. Bu oylamanın sonucu, ne 700 yılı aşkın geçmişimize, ne de 150 yılı aşkın tarihe sahip olan “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” kavramları üzerine kurulu anayasamızı bir kenara bırakabilir. 1848’de yedi akil adam tarafından kurulan hükümetin içerdiği fikirler hâlâ bizim modelimizdir!

    Ayrıca İsviçre’deki en eski minarenin Neuchâtel’de bulunduğunu ve 1865 yılında Philippe Suchard (çikolata üreticisi!) tarafından doğuya olan seyahatlerinin anısına yaptırılmış olduğunu hatırlatmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yapı yakın bir zamanda restore edilmiş ve tarihî anıt statüsüne alınmıştır. Bunun yanında, o zamanlar Charles Edouard Jeanneret olarak adlandırılan Le Corbusier tarafından yapılan ilk evler arasında sayılan, 1916-17 yıllarında İsviçre’den Paris’e gitmeden önce tasarladığı ve “Türk Villası” olarak adlandırılan projesi de kesinlikle unutmadığımız bir örnektir.

    İsviçre mimarlığı bahsetmiş olduğum örnekleriyle entelektüel ve kültürel geçirgenliğe sahip bir modeldir ve bu modelin ruhlarımızın eğitimi ve gelişimine katkıda bulunmaya devam edeceğini güçlü bir şekilde ümit ediyoruz.

    Mimarlığın gündemde olan bu tür politikalarla ilişkisinin tartışmalı olduğunu düşünmekle birlikte; mimarlığın dağarcığı ve sembolleriyle birlikte kültürel önemini ve demokrasinin gelişimini desteklemenin temel ve kalıcı bir yaklaşım olması gerektiğine, belirli bir sebat ve hoşgörü ortamı gerektirdiğine inanıyoruz. Tarihimiz, mimarlık tarihimiz, üyelerimiz ve hem ulusal hem de uluslararası örgütlenmelerimiz buna tanıklık etmektedir.

    Yılsonunun gelmiş olmasını fırsat bilerek, yeni yıl için en iyi dileklerimizi sunarız.

    Saygılarımızla,

    Regina Gonthier, İsviçre Mimarlar Konferansı Başkanı
    Pierre Henri Schmutz, İsviçre ACE Delegasyon Başkanı

     

    Bilgi için: UIA Üye Kesimleri ve ACE Delegasyonları

    Bu icerik 1150 defa görüntülenmiştir.