MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Haberler
     
    UIA 2005 İstanbul Kongrelerine Doğru Türkiye Kongreleri
    TRABZON KONGRESİ Sonuç Bildirgesi

    22 Eylül 2004

    MİMARLAR ODASI

    UIA-2005 İSTANBUL KONGRESİNE DOĞRU

    TÜRKİYE KONGRELERİ

     

    TRABZON KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

     (27-28 Ağustos 2004)

     

     “KIYI KENTLERİNDE YAŞAM ve MİMARLIK”

     

    Mimarlar Odası’nın 2005 Yılı Temmuz ayında İstanbul’da ev sahibi olacağı Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA)- Dünya Mimarlık Kongresi’ne ulusal katılımın güçlendirilmesi ve aynı buluşmada ağırlıklı olarak ele alınacak “Kentler ve Mimarlık” konusunda ülkemiz gerçeklerine bağlı değerlendirmelerin yurt düzeyinde de gündeme getirilmesi amacıyla düzenlenen Türkiye Kongreleri devam ediyor.

     

    İlki Konya’da yapılan kongrelerin ikincisi, Ulusal Eşgüdüm Komitesi ve Tematik Danışma Kurulu’nca belirlenen “Kıyı Kentlerinde Mimarlık ve Yaşam” teması altında 27-28 Ağustos 2004 günlerinde, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU’nun da katılımıyla Trabzon’da gerçekleştirildi.

     

    Mimarlar Odası Trabzon, Samsun, Ordu ve Giresun Şubelerinin ev sahibi oldukları kongre; Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla birlikte Trabzon ve Giresun Valilikleri; Trabzon, Akçaabat ve Giresun Belediyelerinin destekleri, VASCO Turizm ile MAVİ KALE guruplarının da sponsorluk katkılarıyla yapıldı.

     

    Tıpkı Konya Kongresi’nde olduğu gibi Trabzon’da da Türkiye Kongrelerinin hedefleri için taşınan umutlar daha da güçlenmiştir. Grand Zorlu Otel’de, Ayasofya Kilisesi’nde, Giresun Kalesi’nde yapılan oturumlar, forumlar ile Akçaabat-Ortamahalle, Giresun kültür ve çevre gezileri, 500’ü aşan katılımcının kongre teması doğrultusunda aynı umudu paylaştıkları ortamlar yaratmıştır. 

     

    Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) ve 2005-İstanbul Dünya Mimarlık Kongresi hakkında genel bilgilendirmenin de yapıldığı Trabzon Kongresindeki konuşma ve bildiriler ile forumlardaki sunumlar “Kıyı Kentleri’nde Mimarlık ve Yaşam” temasına bağlı olarak aşağıdaki saptama, sorun ve önerileri gündeme getirmiştir.

     

    ULAŞIMDA KIYILAR ve TARİH GÖZDEN ÇIKARTILAMAZ

     

    Hemen tüm kentlerimiz gibi kıyı yerleşmelerimiz de tarihsel ve doğal kimliklerinin yeterince gözetilmediği bir “yol ve  yapılaşma” baskısı altındadır. Özellikle 1950’lerden sonra artarak süren bu durum, kentlerdeki “yaşam değerleri”  üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta ve Karadeniz bölgesinin de adeta “kıyılarını yitirmesine” yol açmaktadır. Bu bağlamda katılımcılar, Hopa-Samsun arasında yapımı sürmekte olan “Karadeniz Kıyı Yolu” uygulamasının çok yönlü olumsuzluklarına özellikle dikkat çekmişlerdir.

     

    ·          Kıyı dokusu, yaşamı ve kent kültüründeki değeri, hiçbir kalkınma projesi için gözden çıkartılamaz. Ulaşımın da amacı “insan” olduğuna göre, insanın ve gelecek kuşakların yaşam zenginliğini yok eden bir yol, uygarlığa ve yarınlara hizmet edemez…

     

    ·          En değerli doğal ve kültürel alanları yok ederek uygulanan kıyı yolundaki “plansızlık, özensizlik ve duyarsızlığın”, hiç değilse şimdiye dek dolgu işlemi yapılmamış kesimlerde terk edilmesi için ilgili tüm kurum ve kuruluşlar harekete geçmelidirler.

     

    Bu çerçevede kongredeki foruma katılan Arhavi Platformu’nun, Arhavi-Ardeşen ve Fındıklı’dan başlanmak üzere, bu yol için güney kesimlerden alternatif güzergahlar saptanarak, elde kalan kıyıların kurtarılması yönündeki çağrısına yanıt verilmelidir.

     

    Ayrıca:  

     

    ·         Trabzon’da 3500 yaşındaki Kaleyi, tarihi Ortahisar Mahallesini ve SİT karakterindeki vadileri altına alan “tanjant yol” viyadük ayaklarıyla da en önemli merkezleri ezip geçerek; ulaşım ve şehircilik politikalarındaki “kenti ve kentsel değerler”i umursamazlığın en çarpıcı örneğini oluşturmaktadır.

     

    Katılımcılar, bu projenin revizyonu, Taksim Meydanı’nın kentsel peyzajını yok eden viyadüklerin kaldırılması ve Trabzon’un   tarihsel dokusunu gözeten yeni bir çözüm için, tüm ilgilileri “kıyı” nın “karayolu”ndan, “kale”nin ise “otomobil”den daha değerli olduğu gerçeği üzerinde bir kez daha düşünmeye davet etmişlerdir.

     

    “KENTLEŞME” APARTMANLAŞMA DEĞİLDİR

     

    Benzer şekilde hem sunulan bildirilerde, hem de Trabzon ve Giresun Kalesi forumlarında vurgulandığı üzere, anıtsal-tarihi yapılarla birlikte, geçmişten geleceğe kent yaşamının kültürel derinliklerini taşıyan sivil mimarlık ürünlerinin varlıklarını ve etkilerini gözardı eden, tek amacı arsa rantını yükseltmek olan, kimliksiz ve tekdüze apartmanlaşmanın da daha fazla sürmemesi yönünde kesin önlemler alınmalıdır.

     

    Bu bağlamda:

     

    ·         Ülkenin doğa hazineleri olan vadilerde ve hatta yaylalarda bile çok katlı apartman yapılaşmasıyla işgal edilmekte olan Karadeniz Bölgesi’ni bu tahribattan kurtaracak acil bir “Koruma Bölge Planı”nın üretilmesi, tüm belediye ve valiliklerin de kendi yetki alanlarındaki imar uygulamalarında bu plana uymalarını sağlayacak yasal bir düzenlemenin yapılması artık kaçınılmaz bir zorunluluktur. Çünkü günümüzde “koruma”nın taşıdığı anlam ve derinlik ülkesel politikalar doğrultusunda “havza”, “alt bölge” ve “bölge” kavram ve ölçeklerini ifade etmektedir.

     

    ·         Giderek kesintisiz bir kentleşme kuşağı haline gelen Karadeniz kıyıları için yerleşmelerin yönetsel sınırlarını bütüncül değerlendirebilen politika ve söyleme sahip bir “stratejik plan”a ve ona dayalı “eylem planları”na ivedilikle gereksinim vardır.

     

    MİMARLIĞA SAYGI KENTİN ve KÜLTÜRÜN GÜVENCESİDİR

     

    Bütün bu gözlem ve dileklerin ışığında “kentler ve mimarlık” ilişkisinin de irdelendiği Trabzon kongresinde, hemen tüm bildiri, sunum ve tartışmaların içeriğinde yer alan ortak fikir ise; “Türkiye’nin tarihten gelen uygarlık kültürüne yakışır düzeyde mimarlıkla yeniden buluşması” ve yine mimarlığın bir “kültür ve sanat eylemi” olarak kentlerin planlanması ile biçimlenmesinde “temel veri” olarak ele alınması gerekliliğidir.

     

    Aynı dilek ve saptamaya bağlı olarak;

     

    ·         Mimarlığın mesleki sivil örgütlenmesi (Mimarlar Odası) ile merkezi yönetim ilişkisinin Kültürden sorumlu Bakanlık ile kurulması;

     

    ·         Kent planlaması ile mimarlık arasındaki “iletişimsizlik”in giderilmesi ve “mimarlık-kent-planlama” bütünselliğinin şehirciliğin temel ilkesi olarak değerlendirilmesi;

     

    ·          Kıyı kentlerinin temel imar kararlarında, yaşam ile kıyı arasındaki ilişkinin sürekli ve güçlü olmasını sağlayacak bir mimarlık ve şehircilik anlayışının kentsel planlama ve uygulamalara yön vermesinin esas alınması;

     

    katılımcıların genel dilekleri olarak ilgililere ve kamuoyuna duyurulmaktadır.

                        

     

    MİMARLAR ODASI

     

    Bu icerik 1111 defa görüntülenmiştir.